Yurt Gazetesi muhabiri ve İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümü öğrencisi Sami Menteş, 18 Ocak 2013’te gözaltına alındı, ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Hapis yattığı sürede “Dünyadaki en genç tutuklu gazeteci” unvanını kazandı. Dokuz aylık tutukluluk süresinin ardından geçtiğimiz Ekim ayında serbest bırakılan Sami Menteş’in bizlere dergimiz aracılığıyla yolladığı mesajı sizlerle paylaşıyoruz.
Umut sensin!
Katledildik… 68’de 6. Filo’ya direnen, emperyalizme dur diyen Vedat Demircioğlu gibi. Kimi zaman Taylan Özgür’dük polisin kurşunlarına hedef olduk. Hapishanelerle erken tanıştık. “Her ömür kendi gençliğinden vurulur” dizeleri bütün haklılığıyla kazındı zihinlerimize… Ölümü yaşadık, tutsaklığı da. Her ‘Bu sefer bitti’ denildiğinde, küllerimizden doğup en güzel marşlarımızla yollara döküldük. Suskunluğun kanıksandığı, zulmün egemen olduğu bir dönemde bile hayallerimizin peşinden koşmaktan vazgeçmedik.
Tutuklandık… Yüzlerce öğrenci olduk demir parmaklıkların arkasında. ‘Yansak da dokunacağız’ deyip gerçeklerin peşini bırakmadık. Sabaha karşı gelip kalemlerimizi elimizden almaya çalıştılar. ‘Gerçek yürüyor ve onu hiçbir şey durduramayacaktır’ diye haykırdık bütün haklılığımızla. Binlerce yalanın arasından doğrulara sarılıp “Gazeteciysen Boyun Eğmeyeceksin” dedik. Kalemlerimize sarılıp susmayacağımızı gösterdik. Çoğu zaman yalnız kaldık. Korkmadık… Sokaklarda mızıka çalmaya devam ettik.
Bir sabah bütün öfkemizi kuşanıp alanlara dolduk. Hayata, kavgaya can suyu vermek için. Abdullah’ı, Ethem’i vurdular. Ali İsmail’i katletti karanlığın uşakları. Aramızdan her bir canın gidişinde daha gür çıktı sesimiz. Evet, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak… Bir araya gelebilirsek ne kadar güçlü olabileceğimizi gördük. Düştüğümüzde bir el uzandı hemen kaldırmak için…
Korkularımızdan sıyrıldık. Korktukça, susmaya devam ettikçe daha da saldırganlaştıklarını gördük. Umutların tükendiği zaman yeni bir güneş doğdu, karanlığın üstüne. Her birimiz ‘BOYUN EĞME’ şiarının sembolü olduk. Gençliğin diktatörlüğe teslim olmayacağını gösterdik. Yeni bir ülkeye merhaba dedik bir sabah.
Che “Her haksızlık karşısında öfkeleniyorsan sen de yoldaşımsın” demişti. Che’nin binlerce yoldaşını gördük tüm meydanlarda. Özgürlük şarkılarını halkın oluşturduğu en güzel koroyla söyledik…
Halkın haber alma hakkının, patronun ihale alma hakkının başladığı yerde bittiğini penguenlerle öğrendik! Artık yeter dediklerinde binlerce kişi “Bu daha başlangıç” diye haykırdı.
Nihat Behram’ın dediği gibi “Tek umut ki -yaşam bitti demeye varmıyor dilim- o da çocukların sesleri… İsyan edin, isyan edin, isyan edin!” Umut sensin! Umut senin yarınlara bakan gözlerin.