Atınç Gürçay İstanbul Bilgi Üniversitesi
Bence asıl özel üniversitede solcu olunur. Okulda geçirdiğiniz her gün yüksek gelirli ailelerle düşük gelirli aileleri kıyaslama imkanı buluyorsunuz. Mesela ben Bilgi Üniversitesi’nin Kuştepe Kampüsü’nde öğrenim görüyorum. Okulun önünde her sabah bir insanlık ayıbı yaşanıyor. Herhangi bir çocuk, okula her gün farklı bir son model spor arabayla gelirken Kuştepe’de yaşayan insanlar yoksulluk çekiyor, belki yakacak kömür bile bulamıyor. Kabataslak bir hesap yapılırsa ortalama bir spor araba, 150 aylık (yaklaşık 13 yıl) asgari maaş ediyor. Bütün bu olanı biteni fark edince solcu olmamak, elde değil aslında. Bir de solcu olmanın getirdikleri vardır… Örneklemek gerekirse; etrafında olup bitenin farkında olmak, adil ve mantıklı olmayan konular karşısında ses çıkarıp gereken eylemi yapmak bunlardan bazılarıdır.
Bana göre, bazı vakıf üniversitelerinde üretimde bulunmak daha kolay oluyor. Mesela kendimden örnek vereyim 4 aydır üniversite öğrencisiyim. 4 ayımın 1.5 ayında alternatif öğrenci kantiniyle yemekhane boykotu yaparak geçirdim. Muhtemelen bu kadar uzun süre devam eden bir boykotla Türkiye gençlik tarihine adımızı yazdırdık. Bununla da “aman bırak solcuyum diyorsun özel üniversiteye gidiyorsun yakında Nişantaşı’nda da takılmaya başlarsın sen…” diyen devlet üniversitesindeki solcu arkadaşlarımıza gücümüzü ispat ettik. Boykot sürecinde de çoğu öğrenciyle samimiyet kurup onlara kendimizi ifade etme şansı bulduk, kazanımlarımız da oldu. Mesela 6 haftada yaklaşık 30 öğrenci FKF üyesi oldu. Boykot sonucunda yemekhane fiyatlarını düşürdük. Boykottan önce de okulumuza “konferansa” gelen ÖSO’culara konferansta eylem yaptık. Ekim ayında Haziran Direnişi’nde kaybettiğimiz 7 yoldaşımız için Santrali İstanbul’da ağaç diktik. Şu anda da Kuştepe Kampüsü’nde çimden betona çevrilen alan için eylemler yapıyoruz.
Berna Yiğitbaş Çağ Üniversitesi
Bizim kuşağımız, AKP hükümeti ile birlikte, eğitimin piyasaya açıldığı bir döneme denk gelmiştir. Bu yüzden devlet ve vakıf üniversitesi arasında büyük bir açı kalmamıştır. Ülkemizde vakıf veya devlet üniversitesine giden gençlik ile Haziran’da sokağa çıkan gençlik aynıdır. Günümüz Türkiye’sinde adaletsizlik, eşitsizlik hat safhada iken gençliğin yüzünü sola dönmesi imkansız değildir. Bu yüzden sadece devlet üniversitesinde değil, özel üniversitede ya da özel bir şirkette olup da solcu olunabilir çünkü; eşitlik, adalet herkes içindir, hepimiz içindir.
Bir eleme sınavına girdik ve devlet üniversitesine yerleşemedim. Bir şekilde okumam gerekiyordu. Hayatımı bu kapitalist düzen içinde sürdürebilmem ve bozuk düzene dur diyebilmem için bir mesleğimin olması gerekiyordu. Bu yüzden özel üniversiteye girdim. Yani bu bize dayatıldı tıpkı lisedeyken özel dershanelerin dayatıldığı gibi. Bugün, devlet kurumları yok edilip özelleştirilerek halka dayatılıyor. Biz bu durumdan muzdaribiz, bu yüzden solcuyuz. Özel üniversiteye gitmek, ilerici olmak ve adalet istemek için engel olmamalı.
Bensu Balioğlu Bilkent Üniversitesi
Bize de en çok sorulan soru bu oluyor. Öncelikle bunun bir çelişki olmadığına inanarak başlamak istiyorum söze. Özel üniversiteye gitmek için bir sürü etken vardır. Aile baskısı olabilir, puan yeterliliği, burs etkisi ya da almak istediğin eğitim modeli de olabilir. Seçenekleri arttırabiliriz. Sebep ne olursa olsun eğer solcuysan bu durum okuduğun hiçbir yerde değişmeyecektir. Solcuların sadece devlet üniversitesine gittiği bir ülkede özel üniversitelerdeki sömürüye, eşitsizliğe kim ses çıkartacak ? Bizle Fikir Kulüpleri Federasyonu olarak Türkiye’de kendini aydınlanmadan, bağımsızlıktan, özgürlükten, kamuculuktan yana gören gençleri kapsayacağımızı söyledik. Eğer özel okula gidip solcu olmak çelişkiyse, bizler özel okullarda okuyan ve kendini bu değerler çerçevesinde değerlendiren herkesi yalnız bırakmış oluyoruz.
Görüyoruz ki solcuların olmadığı her yerde AKP cemaat ikilisi kendine alan yaratmaya, gençliği kapsamaya çalışıyor. Tabi ki özel üniversiteler de dahil bu alana.
FKF Bilkent olarak üniversiteye iyi bir giriş yaptık. Hem üye sayımızla hem de yaptığımız etkinliklerle, topladığımız meclislerle bunu görebiliyoruz. Her hafta Çarşamba günü belirlediğimiz konu başlıklarını FKF Bilkent Meclisleri’nde tartışıyoruz. Her ay belirlediğimiz bir konu üstüne film gösterimleri düzenliyoruz. Bu yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz ama artık geleneksel hale gelecek olan Evrim Haftası’nı tüm ülke tarafından tanınan konuklarla ve oldukça iyi bir katılımla gerçekleştirdik. Tabii gündeme ve Bilkent’e dair etkinliklerimize de devam ediyoruz. Geçen dönem Bilkent tarihinde bir ilki gerçekleştirerek FKF Bilkent önderliğinde yüzlerce öğrenci ile yemekhane boykotu yaptık. Yemek fiyatlarının pahalılığı, yemek çeşitliliğinin bulunmaması ve hijyen konusunun eksik kalması yüzünden başlattığımız boykot büyük başarılara ulaştı. Öğrenciler ve öğretmenler tarafından oldukça destek görmesinin yanında okul yönetimi yemek fiyatlarını henüz boykot gerçekleşmeden indirdi. Okulun resmi gazetesinde de boykotumuz yayımlandı. Bilkent, tarihinde ilkleri yaşamaya devam ediyor ve önümüzdeki dönemlerde de bunların devamının geleceğini söylüyoruz.
Bahar Dönmez Koç Üniversitesi
Özel üniversitede elbette solcu olunur. Üniversite tercihlerimi yaparken bende de olan yaygın bir ön yargı bu bence. Özel üniversiteler şımarık, bir şeyden anlamaz, her şeyi parasıyla satın alabileceğini düşünen insanlarla doludur. Ama bu elbette gerçek değil. Özel üniversitelerde toplumsal olaylara, duyarlı, insana insan olduğu için yaklaşan bir sürü öğrenci var; hatta öğrencilerin ezici çoğunluğu böyle. Öğrencilerin bir kısmı çok fazla siyasetle ilgilenen kimseler olmasa da zannedilenin aksine toplumsal bir olay ya da haksızlığa uğrayan bir kişi karşısında gayet duyarlıdırlar. Örneğin; Koç Üniversitesi’nde geçen yıl taşeron firma değişimi esnasında işçiler işlerinden atılınca öğrenciler “bana ne” demenin aksine işçilerin yanında olmuştu ve zaferle sonuçlanan bir direniş yaşanmıştı. Aynı şekilde Gezi olaylarında bir çok kişi protestolara katılmıştı, FKF olarak Van’a gitmek için yardım topladığımız zaman, işçi, öğrenci, öğretim üyesi herkes elinden gelen desteği koydu.
Emre Kütükçü Arel Üniversitesi
Ben de özel bir üniversite öğrencisiyim. Üniversitelerin bağımsız, bilim yuvası ve gericilikten uzak olması için mücadeleyi özel bir üniversitede sürdürüyorum. Bugün bilime ve sanata saldırı vardır. Liselerde felsefe derslerinin önü kesilip din derslerinin önünü açarak üniversitelerde evrim panellerini teker teker iptal ederek yerine Harun Yahya gibi kişilerin sahte fosil sergilerinin düzenlendiği bir zamanda yaşıyoruz. Bu durum gerçekten trajikomiktir. Ancak bu gibi durumlar bizim üreteceklerimizin önüne tabii ki geçmiyor; aksine bu tarz düzenbazlığı görünce daha da üretme arzusu ile çalışıyoruz. Örneğin; okulumuzda Felsefe ve Edebiyat atölyesi kuruldu, evrim panelleri düzenleniyor. Bizler, özel üniversitede okuyan öğrenciler, düzenbazların, bilime ve sanata düşman olanların karşısında durup; ilericilikten, aydınlanmadan ve bilimden yana olacağız.