Bir Yılı Yarılamışken FKF! Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı…

FKF Yola Çıkıyor!

Genç olan üretir ve gençlik üretiyor. FKF yola çıkarken bunu referans almıştı ve kurulduğu günden bu yana bu çaba ile hareket etmeye çalışıyor. ODTÜ direnişinin ardından 15 Mart 2013’te ODTÜ’de toplanan Üniversite Kongresi’nde FKF kuruluşunu ilan ettiğimizde buna güveniyorduk. Kongreden cüretimizi, umudumuzu ve irademizi ortaklaştırarak çıkmıştık. İlk işimiz FKF’ye bir logo belirlemekti ve kolları sıvadık. Emek paylaşımı olarak ilan ettiğimiz logo üretimine onlarca arkadaşımız hazırlık yaptı ve logo önerilerini sundular. Yine onlarca logoyu hep beraber oyladık ve FKF logosunu bulmuş olduk.

Yola çıkarken üretimlerimizi bir iradeye dönüştüreceğiz demiştik. Demekle kalmadık zaman yitirmeden etkinliklerimize devam ettik; yalnız bir farkla, her kulüp kendi logosunun yanına FKF logosunu da ekliyordu. Bu elbet ki önemliydi, çünkü Adana’da evrim atölyesi düzenleyen bir topluluk artık Ankara’da, İstanbul’da, Bolu’da da aynı derdi paylaşan arkadaşlarının olduğunu biliyordu.

FKF kuruluş hazırlıkları Üniversite Kongresi Değerlendirme ve Fikir Kulüpleri Federasyonu Kuruluş Toplantıları ile devam etti. Üniversitelerde toplantılar kimi yerlerde onlarca kimi yerlerde de yüzlerce arkadaşımızın katılımı ile gerçekleşti ve FKF üniversitelerde yankı bulmaya başladı. 6 Mayıs 1971’de Denizleri idam ederek gençliği sindirmek istediler, başaramadıklarını 6 Mayıs 2013’te FKF’nin kuruluşu ile ilan ettik. Bir kuşağı yok etmeye çalıştılar biz bir kuşağın doğuşunu Deniz’in heykelini üniversiteye dikerek o günlerde duyurduk.

Direniş Öncesi ve Direniş Günleri

Savaş çığırtkanlıkları yeniden peydahlanırken savaşa karşı barışın ve bağımsızlığın simgesi olduk. Hatay Reyhanlı’da patlayan bomba, gençliğin yüreğinde patlamıştı ve üniversiteler bu defa bombayı AKP’nin elinde patlatmaya kararlıydı. “Madem yas ilan edilmiyor o zaman biz ilan ederiz” dedik ve Bağımsızlık Haftası ile Reyhanlı’da ölen yurttaşlarımızı karanfille andık.

Memleket sevdasını Nazım’dan öğrendik, memleketin direnişe geçişini Nazım Haftası ile karşıladık. Nazım’ın dizeleri üniversite duvarlarını süslerken memleketin duvarları Nazım mısraları ile doldu. “Haziran’da ölmek zor” derken memleket Haziran’la yaşam bulmaya başladı. Meselenin üç beş ağaç olmadığını elbette biliyorduk ve direnişin başından bugüne kadar içinde yer aldık. Gençlik memleketi için direnirken ‘şimdi düşünme sırası onlarda’ydı. Bunun en güzel kanıtını üniversite mezuniyet yürüyüşlerinde taşınan pankartlar gösterdi. Memleketin çöllenmiş topraklarında filizlenen direniş gençlikle buluşunca neleri değiştirebileceğimizi çok iyi gördük.

Memlekette gaz bulutları dolaşırken GazdanAdam Festivali’nde on binlerin örgütü yüz binlerle halkın yanındaydı. Polis terörünün artarak sürdüğü temmuz günlerinde FKF üyeleri halkla birlikte barikatta mücadele ediyordu. Bir Ali* tutuklandı diye üzülürken bir Ali’nin** hayatını kaybetmesiyle kinimiz bilendi. Bu kez yitirdiğimiz kardeşlerimizin hesabını sormak için sokaklardaydık. Ölümlerle susturulmaya çalışılan gençlik tutuklamalarla bastırılmak istendi. Ali İsmail Korkmaz için yapılan eylemde gözaltına alınıp günlerce tutulan Erçin Fırat ve tutuklu bulunan Ali Can Sünnetçioğlu arkadaşlarımızı geri almasını da bildik.

Dayanışmayı Büyütürken

AKP’nin planları alt üst olurken sıra onun yandaşları cemaatlerin planlarını alt üst etmekteydi. Üniversitelerin açılışı yaklaşırken FKF Kayıt ve Dayanışma Merkezi ile cemaat avına karşı gençliğin dayanışma ağını örmeye başladı. Yandaş medya bundan rahatsız olup karalama haberlerine başlayınca doğru yolda olduğumuzu ve bir şeyleri başarabildiğimizi gördük. Tayyip Erdoğan’ın ardından cemaatçileri de üniversitelerden kovan ODTÜ’lüler AKP’nin hedef tahtasına oturmuştu. Yol projesiyle ODTÜ ormanlarına saldıran AKP’ye karşı Yüzüncü Yıl Mahallesi halkı ile direnişe geçen ODTÜ’lüler FKF bayrakları ile dozerlerin önünde direndiler. Direniş memleketin dört yanında farklı biçimlerde sürerken 10 Eylül gecesi Ahmet Atakan’ın haberiyle sabahladık. Bu defa on binler Ahmet için Kadıköy sokaklarına dolmuştu. AKP kaybedişinin farkına varmış olacak ki iyice saldırganlaşıp giremediği Kadıköy sokaklarını gaza boğmaya başladı. Acıyan yüreğimizin yanında ne AKP’nin gazı ne şiddeti canımızı yakabilirdi. Elimizde FKF bayrakları dilimizde “Ahmet Atakan ölümsüzdür!” sloganları!

Aydın-sanatçı-halk dayanışmasının en iyi örneklerinden Eylül’de Gel Festivaliyle direnişin dönüşünü karşıladık. Üniversiteler açılmaya başlıyorken AKP’nin gençliğe düşman uygulamalarından yurt düzenlemesine karşı çıkan İzmirli öğrenciler İzmir halkının da desteğiyle kendi yurtlarını kurdular. Hiçbir arkadaşını “yurtsuz” bırakmayacağını ilan eden FKF’liler dayanışma örneğini kendi kurdukları yurtlarla sergilemiş oldular.

Kaybedecek Vakit Yok!

Memleket bir direniş yaşamışken ve üniversiteler açılıyorken gençlik mücadele programını ve örgütünü tartışmak zorundaydı. Olağanüstü bir dönemde FKF Olağanüstü Kongresi’ni tüm üniversitelerden delegelerin katılımıyla 22 Eylül’de Ankara Üniversitesi Mülkiye’de topladı. FKF’nin kuruluşunu kararlaştıran delegasyon bu defa da FKF’nin kitle örgütü oluşunu ilan etti. Kaybedecek vakit yoktu ve kongrede kararlaştırılan FKF üniversite meclisleri tüm üniversitelerde toplanarak kuruldu. Yıllardır susturulan gençlik meclislerde üniversiteyi ve memleketi tartışıp üniversite temsilcilerini seçti.

Üniversitelerinin sorunlarını tartışıp alternatif üreten FKF üniversite meclisleri, memleketine olan sorumluluğunun da bilincindeydi. FKF; muhalif kimliğinden dolayı tutuklanan dünyanın en genç gazetecisi Sami Menteş’in habercisi, Reyhanlı katliamının belgelerini açığa çıkardı diye iddia edilip hala tutuklu bulunan Utku Kalı’nın sesi, görmezden gelinen Vanlı depremzedelerin destekçisi, grevdeki enerji-maden ve Leroy Merlin AVM işçilerinin omuzdaşı oldu. Memlekette nerede bir direniş varsa oraya gençliğin sesini taşıdık. FKF’nin tek müttefikinin işçi sınıfı olduğunu kongrede söylemiştik, şimdi grevlerini kazanımla sonuçlandıran işçilerin bize bakışından tavrımızı daha net vurguluyoruz.

Yeni Bir Cumhuriyet İçin Cumhuriyet Haftası!

Gençliğe düşman iktidar cumhuriyete de düşman. Haziran Direnişi, cumhuriyet kazanımları tasfiye edilmişken padişahlığını ilan etmeye hazırlanan Tayyip’in tahtını salladı. Geçmiş bize referans olduğu sürece anlam kazanır. FKF üniversite meclisleri bir hafta boyunca çeşitli etkinlik ve panellerle cumhuriyeti tartıştı. Cumhuriyet haftasına çağrı metninde kolları sıvama vakti demiştik şimdi ise yola koyulma vakti.

Türkiye’de bir dönemin kapanıp yeni bir dönemin açıldığı çeşitli kalemlerce yazıldı. İç politikadan dış politikaya kadar tökezleyen AKP’nin gençlikle başının dertte olduğunu şu ana kadar elde ettiğimiz deneyimler göstermiş oldu. FKF üniversite meclislerine olan ilgi, FKF’nin halkta yarattığı heyecan, yurtdışı temsilciliklerimizin giderek çoğalması bir kuşağın doğuşunu ifade ediyor. Tarihten deneyimimiz, bir kuşağı kuşak yapan yalnızca ayağa kalkış değil bir irade sergilemesidir. Bu iradenin ve temsiliyetin talibi FKF’dir. Bir kuşak yola koyuldu, artık direnme sırası onlarda!

*Ali Can Sünnetçioğlu

**Ali İsmail Korkmaz