Evet, Sosyalizm. Ciddi Ciddi Sosyalizm!

Sosyalizm…

Türkiyeli okurun, bugünün dünyasında, pek aşina olduğu bir sözcük değil. Öyle ya “bağzı” sosyalistlerin bile birilerini ürkütmemek adına söylemekten imtina ettikleri bir durumda, nasıl aşina olsun?

Neyse ki bir Amerikalı yazar, Danny Katch, böyle düşünmüyor. Ona göre dünyanın bugün fevkalade ihtiyaç duyduğu bir kavram olarak sosyalizm, yüksek sesle dillendirilmelidir. Yetmez haykırılmalıdır. Çünkü dil fark yaratır. Eğer hedeflerimizi tanımlamak için kullandığımız sözcükleri sulandırırsak, sonunda hedeflerimizi de sulandırmış oluruz.1

Danny Katch tam da bu nedenle, şimdiye kadar akıl edilmiş ve uygulanabilir tek seçenek olarak tanımladığı sosyalizmi, anlatmak için kolları sıvıyor. 2014 yılında kaleme aldığı kitabının adını ise “Socialism…Seriously” koymayı tercih ediyor. Kitap geçtiğimiz aylarda Yordam Kitap tarafından “Ciddi Ciddi Sosyalizm” adıyla Türkçeye çevrildi.

Elbette yazar sosyalizm konusunda ciddi olmakla birlikte, üslup konusunda pek ciddiliğitercih ettiği söylenemez. Kitabı nüktedan bir dille kaleme almasını şöyle açıklıyor: “Bu espriler, acı siyaset hapını daha kolay yutmanıza yardımcı şeker niyetine yapılmadı; bunlar siyasetin bir parçası. Kapitalizm, yıkıcı ve insanlık dışıdır ama aynı zamanda saçmadır da. Kapitalizmin abeslikleriyle dalga geçmek, insana, bu kadar aptalca birsistemin elbette yıkılabilir olduğunu da hatırlatır.” 2

Kapitalizmin Çürüyen Temelleri

Ciddi Ciddi Sosyalizm kitabının Danny Katch’e göre basit ama temel iki amacı var: ilki elbette sosyalizmi anlatmak, ete kemiğe büründürmek. İkincisi ise “kapitalizmin çüreyen temellerine kadar inmek!”

Kapitalizmin adaletsizliğin temeli olduğunu anlatmanın pek çok yolu olabilir. Fakat Katch’e göre, 2008’deki büyük ekonomik kriz, bunu hiçbir sosyalist propagandanın açıklayamacağından daha kolay biçimde yaptı. Yalnızca milyonları evsiz, işsiz, okulsuz bırakmakla kalmadı, bunu akla gelebilecek en adaletsiz şekilde yaptı.3

Katch’in de belirttiği gibi, 2008 ekonomik krizi, Kapitalizm adlı tiyatro oyununda, sahnenin arkasındaki perdenin düştüğü ve kulisteki özenle hazırlanmış dalavere mekanizmalarının gözler önüne serildiği bir süreçti. Artık yapılması gereken belki de yalnızca insanların kapitalizm hakkında konuşmasını sağlamaktı. Katch’in aktarımıyla Terry Eagleton Marx Neden Haklıydı kitabında şöyle diyor: “İnsanlar kapitalizm hakkında konuşmaya başladığında, kapitalizmin başı dertte demektir. Bu, sistemin soluduğumuz hava kadar doğal olmaktan çıktığı anlamına gelir ve bunun yerine, aslında olduğu gibi, yani tarihsel açıdan nispeten yeni bir olgu olarak görülebilir. Dahası, doğmuş olan her şey, her zaman ölebilir.” 4

Pek açık ki kapitalizmin “doğal” olduğu tezini bugün liberaller bile söylemeye çekiniyor. 2008 ekonomik krizi, bugün artık sönümlense de, etkisini sürdürdüğü dünya hala “kötülüğünden” bir şey kaybetmedi. Katch’in de belirttiği gibi, kapitalizm artık hiç değilse adil veya verimli görüntüsü vermekten bile vazgeçen bir sistem haline gelmeye başladı.

Yaşadığımız dönemin belki de en önemli teknolojik gelişmesi olan internet; bilginin, düşüncenin ve sanatın anlık paylaşımlarla ve dünyanın her yerinden işbirliğiyle geliştirilmesine dayalı bir iletişimin imkanını ortaya sunuyor. Fakat bu imkan şimdilerde Google ve Facebook gibi şirketlerin, her an çevrimiçi olarak elde edilen kullanıcı verilerini şirketlere satmasının imkanına dönüşmüş durumda.

Teknoloji şirketleri bile büyüsünü çok çabuk kaybetti. Belki geçmişte bu şirketlerin bir değişimin kahramanı olacaklarına inandıracak insan bulabilirdiniz. Bugün ise pek az insan bu saçmalığa inanır. Bu şirketlerin Çinli fabrika işçilerini acımasızca sömüren, ürünlerini üç yıl içinde bozulacak veya işe yaramaz hale gelecek şekilde tasarlayan ve vergi oranlarının daha düşük olduğu ülkelerde düzmece genel merkezler kuran5 yapılar olduğu, artık sıradan bir vatandaş için bile sır değil.

Yine de Katch’in dediği gibi kapitalizme dair bu yüzeysel çıkarımlarla yetinmemek gerekir. Sistemin temelinde çürüyen bir şeyler vardır ve bunun için daha derinliklisorular sormamız gerekir. Bir anlamda sosyalizmin geniş külliyatının yaptığı da budur. Fakat her şeyden öte unutmamamız gereken, yıkmazsak yıkılmayacağıdır. Katch’in dediği gibi: “Sonuçta kapitalistler, eğer gücümüz onları durdurmaya yetmiyorsa, bizim zarar görmemiz pahasına da olsa daha çok asker göndererek veya daha fazla hastane kapatarak krizleri çözmenin bir yolunu bulur. Çoğu zaman gücümüz yetmez; o askerler gönderilir, o hastaneler kapatılır. Kötümserler de her şeyin bir tezgah olduğu sonucuna vararak sadece güçsüzlük hissimizi pekiştirir. Oysa bunlar gerçek krizler ve kapitalizmi yıkıma götürebilirler; tabii görünürde kapitalizmin yerini alacak uygun bir alternatif varsa…” 6

Evet, sosyalizm.

İnsanlığın Kurtuluşu: Sosyalizm

Katch’e göre sosyalizm, halkın -yiyecek, barınak ve sağlıktan sanat, kültür ve sosyalleşmeye kadar- tüm ihtiyaçlarının karşılanmasını, birinci öncelik kabul eden toplumdur. Ki burada sosyalizm, önceden kurgulanabilecek bir toplumu değil, insanlığın, kapitalizmin kar odaklı kurallarından özgürleştirildiğinde düşünerek ulaşacağı toplumu tarif eder. Sosyalizmin cüretkar olduğu kadar mantıklı da olan iddiası, yarattığımız yapıların kontrolünü ele alarak bunları, işbirliğini rekabetin üzerine çıkarmak için kullanabileceğimizdir.7

Bu noktalarda uzlaşılsa bile genellikle asıl soru sosyalizmin ulaşılabilir olup olmadığıdır. Katch’e göre, bu sorunun uzun bir cevabı elbette vardır ama sosyalizmin gelişinin eli kulağında olduğunu sürekli tekrarlayan muhafazakarlardan biraz cesaret de almamız gerekir.

Diğer taraftan Lukacs’ın da belirttiği gibi: “Nihai hedefin hareketten koparılması, yalnızca, her günkü sorunlara, hareketin sorunlarına ilişkin doğru perspektifi saptırmakla kalmaz, aynı zamanda nihai hedefi de bir ütopyaya dönüştürür.” 8

İşte bu yüzden sosyalizmin bugünün sosyalistlerinin zihninde değil yarının işçilerinin, özgürlük mücadelelerinin seyrinde vereceği kararlarla biçimleneceğini bilmek gerekir. Ama elbette iç karartıcı bir “şimdi”den iyimser bir geleceğe geçişi görmek için biraz hayal gücü de gerekir. Sosyalistler, dünyayı, yalnızca olduğu gibi değil, aynı zamanda -iyisiyle kötüsüyle- olabileceği gibi de görür.9

Sosyalistlerin önündeki asıl sorun da aslında budur.

Danny Katch’in sözleri ile bitirelim:

Bildiğimiz tek yaşam tarzına meydan okumak için gerçekler ve araştırmalar yetmez. Dünyanın ne kadar farklı olabileceğini göstermek için hayal gücüne muhtacız ve o dünyayı gerçeğe dönüştürmek için de güce ihtiyacımız var. Sosyalistler, bu iki vahşi atı -güç ve hayal gücü- aynı yönde koşmaya ikna edip edememelerine göre değerlendirilir.” 10

Dipnot

  1. Danny Katch, Ciddi Ciddi Sosyalizm, Yordam Kitap, İstanbul, s.144
  2. Danny Katch, a.g.e, s.14
  3. Danny Katch, a.g.e, s.34
  4. Danny Katch, a.g.e, s.35
  5. Danny Katch, a.g.e, s.37
  6. Danny Katch, a.g.e, s.80
  7. Danny Katch, a.g.e, s.159
  8. György Lukacs, Lenin’in Düşüncesi: Devrimin Güncelliği, Belge Yayınları, İstanbul, s.79
  9. Danny Katch, a.g.e, s.92
  10. Danny Katch, a.g.e, s.93