Hacettepe Kitap Topluluğu Neler Yaptı? Neler Yapacak?

Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun çıkaracağı derginin ilk sayısına yazı yazmak, ayrı bir heyecan kaynağı.

Yeni Yazılar Yayın Kurulu Hacettepe Kitap Topluluğu’ndan topluluk çalışmalarımızı anlatan bir yazı istediğinde, hissettiğimiz ilk şey heyecandan önce mutluluktu. Kitap Topluluğu gibi alternatif bir üniversite kültürü oluşturmaya çalışan topluluklar, uzun zamandır yalnız kalmanın sıkıntılarını yaşıyor. Bizim gibi topluluklar uzun zamandır aynı derde sahip başka topluluklarla üretimlerini ortaklaştırmanın, paylaşımlarda bulunmanın yollarını arıyordu. Bizi mutlu eden işte bu oldu. Son iki aydır yaptığımız etkinliklerden dolayı Fikir Kulüpleri Federasyonu, topluluğumuzdan dergi için yazı istedi. FKF sayesinde topluluklar birbirini takip ediyor, bir üniversite yapılan bir çalışma başka üniversitelerde başka üretimlere renk verebiliyor artık. İşte bizi mutlu eden üretenlerin, değiştirenlerin yalnızlıklarından kurtulmaları için FKF’nin bir fırsat yaratması oldu.

Kitap Topluluğu’nu da bu bilinçle anlatmaya çalışacağım.

FKF’nin Facebook sayfasından, bütün topluluklann etkinlikleri takip edilebiliyor. Hacettepe Kitap Topluluğu’nun son dönemdeki etkinlikleri de oradan paylaşıldı. Topluluğumuz kurulduğu 1986 yılından beri, hep aynı derde sahip oldu. Ama etkinliklerimiz hep aynı verimlilikte geçmedi. Fakat özellikle bu yılın ikinci döneminde Kitap Topluluğu rüzgarı esiyor Hacettepe’de. Bologna’cılar, zamane popçularını üniversiteye söyleşiye çağıranlar, aydınlanmayı ampullerde arayanlar, 8 Mart’ta dansöz oynatanlar, artık bu rüzgara karşı ayakta durmaya çalışıyorlar.

Bizce bir topluluk, üniversitesine müdahalelerde bulunmalı. Hacettepe’de Bologna süreci tamamlandı. Bu yıl değişiklikler hayata geçirilmeye başladı. Biz de Bologna Süreci’ni en iyi biz anlatırız diyerek “Bologna Süreci Sorgulanıyor” başlıkh bir panel düzenledik. Bologna Süreci’nin emperyalist bir proje olduğunu Nevzat Evrim Önal’dan; Bologna Süreci’nin sağlıkta yaşanan büyük yıkımın eğitim ayağını nasıl tamamladığını Gülriz Erişgen’den öğrendi Hacettepe. Ama etkinliklerimizi panellere sıkıştırmayı pek sevmiyoruz. Sonrasında yuvarlak masamızı kurup, tartışmaya çevirdik etkinliği. Çünkü artık aydınlanmayı kürsülerden yapmanın değil hep beraber tartışarak, hep beraber üreterek “aydınlanmayı örmenin” zamanı.

Bizce bir topluluk, üniversitesini sahiplenmeli. Tıp Fakültemizin Nöroloji Anabilim Dalı araştırmacıları, migrenin mekanizmasını açıklayan çok önemli bir çalışma yaptıklarında bu çalışmayı üniversite gündemine Kitap Topluluğu soktu. Dünyaca ünlü Science Dergisi’nde yer alan bu çalışma, ne yazık ki bilim deyince aklına sadece teknokentler ve ilaç şirketleri gelenler tarafından görülmemişti. Araştırma ekibi ile yaptığımız söyleşide salonun dolup taşması, üniversitelerde bilim topluluklarının ne kadar büyük bir boşluğu doldurduğunun göstergesi oldu. Salondan gelen “çalısmanızı yaparken nasıl zorluklarla karşılaştınız” sorusunun araştırma ekibinin sorumlusu hocamız Prof. Dr. Turgay Dalkara’yı duygulandırması, üniversitelerde bilimin durumunu yeterince özetlemekte.

Bizce okuyan insan, emekçi halkına karşı sorumludur. Bilim toplulukları sadece üniversitelerde değil memlekette büyük bir boşluğu doldurmakta. Evrim Ağacı, ODTÜ Biyogen ve Hacettepe Biyoloji Topluluğu ile Hacettepe’de düzenlediğimiz “Türkiye Evrimle Tanışıyor – Ankara” etkinliği üniversite dışından yoğun bir katılımla gerçekleşti. Daha sonra düzenlediğimiz, Prof. Dr. Ali Demirsoy’la Evrim Gerçeği etkinliği öğrencilerin ayakta, duvar diplerinde dinlediği bir “hayat gerçeği” etkinliğine dönüştü.

Hacettepe’de hep kariyer günleri düzenlenecek değil ya, Kitap Topluluğu gelecek hırsızlığına dair de söz söylemeliydi. Türk Hemşireler Derneği Öğrenci Komisyonu ile birlikte iki etkinlik planladık. İlk etkinliğimizde hemşirelik öğrencileri hangi şirkette kariyer basamaklarını tırmanacağını tartışmadı bu sefer. Özelleştirmeleri, mesleki yabancılaşmayı, geleceksizleşmeyi “Özelleştirmelerin Hemşirelere Etkisi” başlıklı etkinliğimizde tartıştılar. 26 Nisan’da yapacağımız “Sağlıkta Dönüşümün Sağlık Çalışanlarına Etkisi” başlıklı etkinlikte de Prof. Dr. Erhan Nalçacı’yı ağırlayacağız.

Bizce topluluklar, kampüslerinin dışına da bakabilmeli. Devlet Tiyatroları’nın özelleştirilmesi tartışılıyorken, Akün ve Şinasi sahneleri satılmak isteniyorken, tiyatro sanatına sahip çıkmak gerek dedik. Hacettepe Tiyatro Günleri’ni başlattık. Bu yıl büyük usta Ferhan Şensoy’un, Renan Bilek’in ve Ankara Tıp Oyuncularıı’nın yer aldığı Tiyatro Günleri, üç günlük bir programla gerçekleştirildi. Gelenekselleştirmeyi düşündüğümüz Tiyatro Günleri’nde, önümüzdeki yıllarda daha çok öğrenci topluluğunun sahne almasını istiyoruz.

Saydığım tüm bu etkinlikleri, Şubat-Nisan ayları arasında gerçekleştirdik. Bu kadar kısa sürede tüm bunları yapmamıza olanak sağlayan faktör, atölye çalışmalarımız oldu. İki yıldır faaliyet gösteren evrim, toplum sağlığı, sinema, felsefe atölyelerimiz topluluktaki herkesin bir işin ucundan tutmasına olanak sağladı. Başkanlık gibi nitelemelerin sadece kağıt üzerinde kaldığı topluluğumuzda, herkes koyduğu katkı kadar söz sahibi.

Kitap Topluluğu’nun Hacettepe’de estirdiği rüzgarın bir kaynağı yıllardır sabırla ördüğü aydinlanmacı birimkimken diğer kaynagi da Üniversite Kongresi’nden aldığı güç oldu. Düzenleme komitesinde yer almak, daha kongre toplanmadan bize çok büyük enerji kattı. Asıl önemlisi ise Üniversite Kongresi, öğrenci topluluklarına üniversitelerde hak ettiği saygınlığı geri verdi. Hacettepe Bologna Koordinatörlüğü’nün etkinliğine 10 kişi giderken, Kitap Topluluğu’nun “Bologna Süreci Sorgulanıyor” etkinliğinin 250’nin üzerinde katılımcı ile yapılması bundandır.